
Her an korkuyla yaşamak.
Her an reddedilme ya da yarıda bırakılma korkusuyla yaşamak.
Acınası.
Eğer insan içerisinde saygın biri değilseniz ya da hayata karşı bir kozunuz yoksa çok fazla içinde bulunduğunuzu hissettiren bir durum bu.
Çünkü sizi siz yapan şey nedir bilmiyorsunuz. Daha doğrusu sizi siz yapan şeyin sadece sahip olduklarınız olduğunu biliyorsunuz.
Bir soyadı, bir ünvan, bir statü belirtisi, bir kültürel ayrıcalık sahibi değilseniz sadece sizi siz yapan şeylerle yani kendinize bugüne kadar kattıklarınızla bir şeyler başarabilirsiniz.
Dua eden biri kendisi olmak için tanrıdan yardım ister, tanrı der ki kendine bir şeyler kat sonra bana dua et.
Hırsız biri kendisi olmak için başkalarının eşyalarına muhtaçtır; oysa tek gerekeni ahlak içerisinde yer edinmektir.
Hırsız kendinden çalınırsa ortalığı ayağa kaldırırmış.
Annem kendisi olmak için çocuklarının rahatlığını sağlamayı düşünerek haraket ediyor; önce bir kendi rahatını sağlasa keşke.
Yalancılar kendi uydurduğu doğrularla kendisi olmayı hedefliyor; bilmiyorlar ki uydurduklarını başarabilmek için çabalasa kendilerini kendi karanlıklarında bulacaklar.
Yazarlar yazdıklarında kendilerini ararlar; yazdıkları her şeyde kendilerinden bir parça bıraktıklarının farkında olmaksızın.
Neye sahipsen osun, kendini sosyo-ekonomik ya da sosyo-kültürel olarak nereye yönlendirirsen o'sun aslında.
ve ben aslında bütün bu Varolma çabası içerisinde kaybolduğumu hissediyorum. Hani şöyle bir arkadaşınız dürter de ''napıyosun olum'' diye sitem eder sonra siz de birkaç saniye ''cidden lan ne yapıyorum ben'' diye düşünürsünüz ya, bunu rutin hala getirmişim gibiyim.
yaklaşık 8-9 senedir kendimi iyi hissetmiyorum zaten.
Bazı geceler kendimi boktan hissediyorum. Değersiz bir insan müsveddesi gibi hissediyorum. Dünya dönüyor ve üzerinde çok güzel şeyler oluyor, ben bunları görmüyorum. Evinde oturup vakit öldüren bir gencim sadece. Oysa ki benim işe ihtiyacım var, derslerim bok gibi, ders çalışmaya ihtiyacım var, sevgiye ihtiyacım var.
Sahip olduklarımla bir gün bir şeyler başaracağıma olan inancım beni biraz daha sıkı tutunduruyor hayata karşı.
Shakespeare der ki ''olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu''. Ciddi bir mesaj gibi duruyor.
VARSAN VARSIN YOKSAN YOKSUN.
Yoksan siktir git gibi bir çıkarımda da bulunabiliriz. Kesinlikle varolmak üzerinde duruyor Shakespeare. Biri olmalısın, kendine yalnız 1 persona belirlemeli, yalnız 1 rol belirlemeli, toplum içerisinde yalnız 1 kişi olmalısın.
ama olmalısın. esas durum bu. Olmak ya da olmamak.
Oysa ben Bülent Ortaçgil'in bir şarkısını çok severim. Adeta shakespeare'ye sol kroşe çıkaran bir ismi vardır.
''Olmalı mı Olmamalı mı''
Sahiden olmalı mı ya. Şarkıda bunu kastetmiyor muhtemelen ama; gerek var mı ki olmaya, ben istemiyorum toplumda bana ayrılmış rolu oynamak.


Yorumlar
Yorum Gönder