Ana içeriğe atla

bırakılan yazılar// sıkkın-lık


Yazdığım şeyleri düzenli okuyorsanız  -var bi' kaç kişi aranızda biliyorum-  genellikle karamsar gibi gibiyim.
Nedenini düşündüm çok kez ve hep kararsız kaldım.
Sanıyorum ki bütün bu mutsuzluk, etrafımdaki  samimiyetsizlikten geliyor. Samimiyetsizlik derken ''Ah bebeğim, etrafımdaki herkes iki yüzlü'' edebiyatı yapmıyorum.
ETRAF nedir ? 
TDK'ya göre  3 anlamı var:

  1. Yanlar, taraflar.
  2. Çevre.
  3. Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit.
3. Madde benim konum olan madde.
Benim için ''sürekli ilişkide bulunduğu kimseler'' 3 gruptan oluşuyor.
Arkadaşlarım, İnternet arkadaşlarım ve ailem.
Hatta samimiyet sıralaması ile:

İnternet Arkadaşlarım> Arkadaşlarım> Ailem

Ailemden bahsetmek istiyorum az biraz. En çok vakit geçirdiğim grup ailem.
Çekirdek aileyiz: baba, anne, abi, ben.


Babam sanırım en anlaşabildiğim insan çünkü en sonuç odaklı düşünen insan o. Diyaloglarımız neşeli geçer gibi olur, hemen sonra birşeyler girer araya ve o gece aramız kötü biter. Bazen birkaç laf eder sağolsun.
Muhafazkardır ve muhtemele siyasi ve ideolojik görüşlerimden dolayı en utandığı aile ferdi benimdir.

Çok ters iki insanız. Sevmediğim ne dizi varsa ayıla bayıla izler, sebep-kanıt sunarak niye 'kötü' olduğunu anlattığım şeyleri körü körüne sever.

Anneme gelince, canımcım benim. Onunla yeni yeni anlaşamıyoruz. Bu yazıyı yazdığım dönem de pek bir sıkıntı geçiriyor.
Annemle genel sıkıntım kesinlikle ''iletişim''. DİNLEMİYOR. Kesinlikle ama kesinlikle dinlemiyor. Mantıklı mantıksız, değerli değersiz, duruma uygun ya da 
uygunsuz, gerekli  ya da gereksiz her hangi bir lafı kesinlikle dinlemez, gider o konuştuklarımı abartılı bir şekilde kafasında kurgular ve kendi senaryosunu oluşturur. Sadece benim için böyle mi bilmiyorum ama genel olarak anlaşamıyoruz.

Abim. Buraya hakkında yazmak istemiyorum. Bu denli sevmeyiz birbirimizi. O üniversiteye, ben liseye başlayana kadar güzel bi' abi kardeş ilişkimiz var sanıyordum, akıllanınca farkettim ki, yokmuş. Standart ''aman iyi davranayım da gidip sigaramı alsın'' tarzı bi' abi. Literally bi' abiliğini görmedim. Aman eksik kalsın.


En yakınımdaki insanların genellikle anlaşamadığım insanlar olması hep soru işaretleriyle düşündürür beni.
Bende mi bir sıkıntı var ?
Canım sıkkın da o yüzden mi bunları düşünüyorum ?
Uyuyup uyanınca geçer mi ?

Yalnız kalmaktan korkuyorum be sevgili okur..
İtiraf gibi itiraf. Yolda tek yürümek, yatakta tek uyumak, eve anahtarla girmek, gece tek başına dizi izlemek... Korkutuyor ve üzüyor beni.
''Keşke'' diyorum, '' keşke biri olsa yanımda her daim''. 

Ama ne demiş Büyük Ev Ablukada ''Olanla Olunmaz''.
İnsan evladı tek gelmiş tek gidecek.

Gidene gada biri olsa bare.


Olanla olunmaz böyle yorulursun 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüyden Hafif Olurum Böyle Sabahlar

Umursamazlık başlar böyle havalarda bende. Ne iyi hissederim ne de kötü kendimi. Düşüncelerim olur sessiz sedasız. Sevdiğim yemekleri yemez olurum, karmakarışık bir şeyler olur içimde, uykusuz kalırım. Tüyden hafif olurum böyle sabahlar. Güneş misafirliğe gelir 9.kattaki evimin penceresinden içeri, kuşlar olur dışarıda bir yerlerde, cıvıldarlar bildikleri en güzel şarkıları.. Otomobiller, uçaklar, kediler, köpekler, ağaçlar, bitkiler, ekosistem, galaksiler, yıldız takımları, canlı yayın yapan İnstagram ünlüleri, futbola gönül verenler, muhasabe alanında kariyer yapanlar, sınavdan düşük alanlar, kilosu yüzünden hayata karamsar bakanlar, bakanlar, körler, sağırlar, şehir dışında oturanlar, ülkeden kaçamayanlar, teröre destek verenler, en hakiki milliyetçiler, LC Waikikide çalışan kasiyerler, sizler, benler, bizler, insan evladı, Adem ile Havva'nın soyu ve her şey. Tüyden hafif olur böyle sabahlar. Tatlı bir sonbahar sabahının kemiklerine kadar üşüttüren havasında vücudun...

Allahım Nasıl Bir Varlık Yarattın ?

''Sevgili Diane,  Benim  iyi bir insan  olduğumu söylemene ihtiyacım var. Bencil ve Narsist ve kendine zarar veren biri olabilirim ama tüm bunların altında, derinlerde bir yerde, Ben İyi bir insanım ve bana iyi biri olduğumu söylemene ihtiyacım var, Diane... Söyle, lütfen, Diane, iyi biri olduğumu söyle...'' Sarah Lynn? Sarah Lynn... Bu monolog, eğlencesine diye başlayıp daha sonra hayatımı sorgulatan bir animasyon diziye ait. Ben de iyi bir insan olmak, olduğumu bilmek, bunu fark etmek istiyorum. Öyle biri miyim yoksa öyle gözükmek mi istiyorum. Çok düşünüyorum ama karar veremiyorum. Şu hayatta pek bi' olayım yok. Dümdüz insanım. Default ayarlarımla sürdürüyorum hayatı. Bir şeyler kattım kendime elbette ama hala bir Sakıp Sabancı değilim ki eğer bir insan bir Sakıp Sabancı servetine sahip değilse o insan, insan değildir. Genellikle mutsuz, huzursuz; tatsız tutsuz; alakasız, fütursuz bir insanım. Düşünmeye bayılıyorum, iyi ki düşünüyorum. İYİ Kİ DÜŞÜ...

Platelefonik Aşk

Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini bir platonik böceğe dönüşmüş olarak buldu.  Hayatın en güzel 5 yönünden biri aşık olabilmek. Şarkılara, insanlara, tablolara, manzaralara, kokulara, kitaplara... Bağımlılık ya da alışkanlık ile karıştırıyor insanoğlu bazen aşkı. Sevgili okur az ve öz kişilerdensin o yüzden itiraf edeceğim, ben de sevdim sandım bi' zamanlar.   Oysa benim de sevdalar geçti başımdan. Neden sevdim sandım ki bu insanı ? Tek yaptığımız şey muazzam kalitede samimi sohbetler etmek ve tatlı tatlı kıps'laşmalardı. O da öyle hissediyr muydu bilemeyeceğim hiçbir zaman ama sanırım öyleydi. Sonra gitti işte. Bi' anda böyle ''TAK'' diye gitti.. ve kabul ediyorum ''mantıklı'' bi' gerekçe sunarak gitti, kızamadım. Tam burada  Lin Pesto- Fırtınalar  çalmalı. Hadi tıkla ve bi' yandan dinleyerek oku. Ben elimde telefonla ergenliğimin son demlerini yaşarken, o gitti. Gittikten sonra unutamadım...