Ödev diye bir akıbet istemiş bir Muallim,
Talebe vazifesini yerine getirir bi' umut.
Hepsinden ekseriyetle doğumumdur önemli olan. Bir kadın ve bir adamın zoraki aşkından olmuş bir meyveyim. 1998 diye bir yılın (takvimlerde İsa diye bir adamdan 1998 yıl sonra doğmuşum) Mart diye bir ayının otuzuncu gününe tekabül eden - insanoğlunun uydurması- bir zaman diliminde gelmişim dünya dedikleri bu düzleme. Bir ağabeyim vardır adını umursamam. Çekirdek midir Çiğdem midir bir aileden büyüdüm pek muhafazakar ben gittim zıttıma onlar geldi peşime. En küçüğüyüm diye çekirdeğin ne okulumda istediğimi yapabildim ne sokağımda. İstanbul'da Bakırköy diye bir yerde doğmuş Bağcılar diye bir yerde büyümüşüm, kimi zaman elimde sopalarla dağda bahçede koşuşturmuşum kimi zaman geçmiş bilgisayar başında evrenimi kurmuşum. Canım istemiş kitap okumuş canım istemiş gitar çalmışım. Geçmiş bir yerlerde aklıma bir düşünmek eylemi o gün bugündür ki kaybolmuşum.
İstanbul'da bir okulda başlamışım eğitim denilen sistemin en alt sınıfına, Anafartalar ilköğretim.
O dönemdir ilk tiyatro oyunum hem yazıp hem yönettim. Komiktim, zıpırdım, sevilirdim. Lakin hiçbir işime yaramadı. Ne matemetiğim iyi oldu ne lisanım. Bahçesinde oyun oynamağa gittik okula, arkadaşlarla. Yaşın büyüdü dediler, Orhangazi Ortaçğretime gönderdiler. Hiç demediler ister miydin taşınmak Bağcılar'dan Esenyurt'a. Geldik zoraki, gittik zoraki. Gitara meyil ettim, çaldım durdum. Sanat gayesine girdim, vazgeçtim duruldum.
Dediler ''eeee şimdi sıra lisede''. Halil Akkanat Çok Programlı Anadolu Lisesi. 5 senede bitirdim 4 senelik liseyi. Gururluyum halen, yine olsa yine kalırım. Bir eğlendim ki kaldığım sene keşke her günüm kaldığım sene olsa. Ne nottan yüzüm güldü ne arkadaştan. 2-3 edindim arkadaş o kadar. Bir de bir sevgilim oldu, ismi pek muteber, bende kalsın. Edebiyat tarihçisi bulsun (!). Girdik çıktık müzik yarışmalarına lise grubu diye etmedi bir değerimiz sporcu değilmişiz diye. Ne bonus puan aldım hocalardan ne tavsiye. İyisiyle lanetiyle bitti lise.
Girdim üniversite sınavı kazandım Üsküdar'da bir yeri. Gidemedim. Vakıf demişler adına ilim irfan yuvasına, girmek için istemişler bir miktar para. Einstein değildim, param yoktu giremedim. Kaldık bir sene daha boşta. Sanki okul sıralarıymış gibi boşa giden yıllar, bir dünya kitap okuyup sevdim bir senelik aralıkta. Çaldım gitar söyledim Türkü. Oldum rock'cı metal'ci bir arkadaş. Girdim bir sitede yazarlık yaptım, film izledim eleştirdim, oyun oynadım inceledim.
Günü geldi bir daha girdim aynı sınava. Kazandım Bandırma diye bir okul. Geldim okuyorum hala, şimdi ise 21 yaşında kendimi tanımak üzere çıktığım bu hayat yolculuğunda ne gücümün farkındayım ne hevesim var yapacaklarıma.
Şimdiyse hayatımın 21'ine veda etmek üzere kaldı önümde bilmemkaç ay, oturmuşum bilgisayarın başında konum bile olmayan bir ödev yapmaya çalışıyorum. Ne dersten anladım bir şey ne ödevimden. Kendimce yazar dururum ben zaten bilen bilir. Puan alsam ne almasam ne. Bana bir şey katan dersin peşinde koştururum ben zaten.
Sanki ucunda ölüm mü var?
İstanbul'da bir okulda başlamışım eğitim denilen sistemin en alt sınıfına, Anafartalar ilköğretim.
O dönemdir ilk tiyatro oyunum hem yazıp hem yönettim. Komiktim, zıpırdım, sevilirdim. Lakin hiçbir işime yaramadı. Ne matemetiğim iyi oldu ne lisanım. Bahçesinde oyun oynamağa gittik okula, arkadaşlarla. Yaşın büyüdü dediler, Orhangazi Ortaçğretime gönderdiler. Hiç demediler ister miydin taşınmak Bağcılar'dan Esenyurt'a. Geldik zoraki, gittik zoraki. Gitara meyil ettim, çaldım durdum. Sanat gayesine girdim, vazgeçtim duruldum.
Dediler ''eeee şimdi sıra lisede''. Halil Akkanat Çok Programlı Anadolu Lisesi. 5 senede bitirdim 4 senelik liseyi. Gururluyum halen, yine olsa yine kalırım. Bir eğlendim ki kaldığım sene keşke her günüm kaldığım sene olsa. Ne nottan yüzüm güldü ne arkadaştan. 2-3 edindim arkadaş o kadar. Bir de bir sevgilim oldu, ismi pek muteber, bende kalsın. Edebiyat tarihçisi bulsun (!). Girdik çıktık müzik yarışmalarına lise grubu diye etmedi bir değerimiz sporcu değilmişiz diye. Ne bonus puan aldım hocalardan ne tavsiye. İyisiyle lanetiyle bitti lise.
Girdim üniversite sınavı kazandım Üsküdar'da bir yeri. Gidemedim. Vakıf demişler adına ilim irfan yuvasına, girmek için istemişler bir miktar para. Einstein değildim, param yoktu giremedim. Kaldık bir sene daha boşta. Sanki okul sıralarıymış gibi boşa giden yıllar, bir dünya kitap okuyup sevdim bir senelik aralıkta. Çaldım gitar söyledim Türkü. Oldum rock'cı metal'ci bir arkadaş. Girdim bir sitede yazarlık yaptım, film izledim eleştirdim, oyun oynadım inceledim.
Günü geldi bir daha girdim aynı sınava. Kazandım Bandırma diye bir okul. Geldim okuyorum hala, şimdi ise 21 yaşında kendimi tanımak üzere çıktığım bu hayat yolculuğunda ne gücümün farkındayım ne hevesim var yapacaklarıma.
Şimdiyse hayatımın 21'ine veda etmek üzere kaldı önümde bilmemkaç ay, oturmuşum bilgisayarın başında konum bile olmayan bir ödev yapmaya çalışıyorum. Ne dersten anladım bir şey ne ödevimden. Kendimce yazar dururum ben zaten bilen bilir. Puan alsam ne almasam ne. Bana bir şey katan dersin peşinde koştururum ben zaten.
Sanki ucunda ölüm mü var?
Yorumlar
Yorum Gönder