Ana içeriğe atla

Haksız Çıktım


''gitme'' dedi, gittim.
''bulamazsın'' dedi, bulurum diye düşündüm.
''yapamazsın'' dedi, yaparım diye düşündüm.
Babam haklı çıktı yine.

Dayılar, babalar, dedeler haklı çıktı yine. Oysa hiçbirini mantıklı bulmam; hiçbirinin fikirlerine uyum sağlayamam.
Dünya bu insanların fikirleriyle dönüyor ha. Ben mi yanlışım acaba ? Ya da dünya herkes için değil mi ?
Evimin yolları, lüle lüle saçlı kadınlar, çivi izli duvarlar, buruşmuş kağıtlar... hepsi benim için değil bu insanlar için mi ?
Fikirler, talepler, arzlar bu insanlar için benim için değil.
Ben ne yapayım ? Olağandan farklı düşünen insanlar ne yapsın ?
Başka ülkeye gitsen hain derler, başka fikir belirtsen adını bile bilmediğin bir örgüte dahil ederler, onun savunduğu şeyi reddedersen ''bi' bok bilmiyor'' olursun.. Laf anlatmak zor iş anlamak kadar.

Bana kedi lazım, şarkı lazım, sevgili lazım, iş lazım, insanlık lazım, iyi olmak lazım.
Çok şey lazım da teklik ve tek akıllık lazım değil.
Gizli diktatörlükle yaşıyorum kendi toplumumda. Farkındalık ve farklılık lazım.
Bağnaz ve yobazlarla yaşıyorum kendi toplumumda.
İnançsız inanç sahipleriyle yaşıyorum kendi toplumumda.

Yaşıyorum kendi toplumumda ama ben onları, onlar beni, biz sizi, siz bizi istemeden yaşıyorum.
''Yaşıyorum kendi toplumumda'' diyorum ama
galiba yaşıyorum sanıyorum..





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüyden Hafif Olurum Böyle Sabahlar

Umursamazlık başlar böyle havalarda bende. Ne iyi hissederim ne de kötü kendimi. Düşüncelerim olur sessiz sedasız. Sevdiğim yemekleri yemez olurum, karmakarışık bir şeyler olur içimde, uykusuz kalırım. Tüyden hafif olurum böyle sabahlar. Güneş misafirliğe gelir 9.kattaki evimin penceresinden içeri, kuşlar olur dışarıda bir yerlerde, cıvıldarlar bildikleri en güzel şarkıları.. Otomobiller, uçaklar, kediler, köpekler, ağaçlar, bitkiler, ekosistem, galaksiler, yıldız takımları, canlı yayın yapan İnstagram ünlüleri, futbola gönül verenler, muhasabe alanında kariyer yapanlar, sınavdan düşük alanlar, kilosu yüzünden hayata karamsar bakanlar, bakanlar, körler, sağırlar, şehir dışında oturanlar, ülkeden kaçamayanlar, teröre destek verenler, en hakiki milliyetçiler, LC Waikikide çalışan kasiyerler, sizler, benler, bizler, insan evladı, Adem ile Havva'nın soyu ve her şey. Tüyden hafif olur böyle sabahlar. Tatlı bir sonbahar sabahının kemiklerine kadar üşüttüren havasında vücudun...

Allahım Nasıl Bir Varlık Yarattın ?

''Sevgili Diane,  Benim  iyi bir insan  olduğumu söylemene ihtiyacım var. Bencil ve Narsist ve kendine zarar veren biri olabilirim ama tüm bunların altında, derinlerde bir yerde, Ben İyi bir insanım ve bana iyi biri olduğumu söylemene ihtiyacım var, Diane... Söyle, lütfen, Diane, iyi biri olduğumu söyle...'' Sarah Lynn? Sarah Lynn... Bu monolog, eğlencesine diye başlayıp daha sonra hayatımı sorgulatan bir animasyon diziye ait. Ben de iyi bir insan olmak, olduğumu bilmek, bunu fark etmek istiyorum. Öyle biri miyim yoksa öyle gözükmek mi istiyorum. Çok düşünüyorum ama karar veremiyorum. Şu hayatta pek bi' olayım yok. Dümdüz insanım. Default ayarlarımla sürdürüyorum hayatı. Bir şeyler kattım kendime elbette ama hala bir Sakıp Sabancı değilim ki eğer bir insan bir Sakıp Sabancı servetine sahip değilse o insan, insan değildir. Genellikle mutsuz, huzursuz; tatsız tutsuz; alakasız, fütursuz bir insanım. Düşünmeye bayılıyorum, iyi ki düşünüyorum. İYİ Kİ DÜŞÜ...

Platelefonik Aşk

Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini bir platonik böceğe dönüşmüş olarak buldu.  Hayatın en güzel 5 yönünden biri aşık olabilmek. Şarkılara, insanlara, tablolara, manzaralara, kokulara, kitaplara... Bağımlılık ya da alışkanlık ile karıştırıyor insanoğlu bazen aşkı. Sevgili okur az ve öz kişilerdensin o yüzden itiraf edeceğim, ben de sevdim sandım bi' zamanlar.   Oysa benim de sevdalar geçti başımdan. Neden sevdim sandım ki bu insanı ? Tek yaptığımız şey muazzam kalitede samimi sohbetler etmek ve tatlı tatlı kıps'laşmalardı. O da öyle hissediyr muydu bilemeyeceğim hiçbir zaman ama sanırım öyleydi. Sonra gitti işte. Bi' anda böyle ''TAK'' diye gitti.. ve kabul ediyorum ''mantıklı'' bi' gerekçe sunarak gitti, kızamadım. Tam burada  Lin Pesto- Fırtınalar  çalmalı. Hadi tıkla ve bi' yandan dinleyerek oku. Ben elimde telefonla ergenliğimin son demlerini yaşarken, o gitti. Gittikten sonra unutamadım...