Gayet güzel bir sabah.
Kütüphaneye git, kitap oku, test çöz, ders çalış ve oradaki görevli abiyle muhabbet et rutinimi gerçekleştirdim.
Çok farklı ideolojilere sahip değiliz. O, 30'larında bir Sosyalist. Ben, Anarşizmi kendine yakın bulan biri.
Gerilimi az, saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde, iki kültürlü insan muhabbet ediyoruz.
Ne aramızdaki 15+ yaş ne de görüp geçirmişlik umurumuzda değil.
Daha sonra işlerimi bitirmiş farklı görüşlerden bir şeyler edinmiş, bir
fikir edinmiş bir BeVaa olarak evin yolunu tuttum.
Hava yağmurlu, tepeler ve dağlar karlı. Üşümüyorum hatta montumun önü açık gidiyorken Eskimo gibi giyinmiş insanlar çarpıyor göz bebişlerime.
Dilimde bir diziden öğrendiğim şarkı var:
My mother told me, Stand up high in the prow
Someday ı would buy Noble barque ı steer
Galley with good oars Steady course for the heaven
Sail to distant shores Hew many foe-man..
Gidiyorum. ''Bardak mısır 2 lira'' yazan bir yer gözüme çarpar hep, GOP heykelinin önünden geçerken. İçimden '' Bura da yol üstü ha, iyi iş yapıyordur kesin'' diye düşünerek seyyar tezgahına doğru yaklaştım. '' Abi alayım bi' tane, yok sadece ketçap at yeter'' dedim. Parasını verdim. Aldı. İyi günler diledim. Yiyerek eve geldim.
Yemeğimi yedim üst baş değiştirdim bastım gittim çok sevdiğim bir akrabanın yanına. Çok sevdiğim bu insan bana tüm günümü değiştirecek o soruyu sordu: '' Diriliş: Ertuğrul izliyor musun? ''. İzlemediğimi söyledim. Nedenini sorunca da oyunculukları vasat bulduğumu hepsinin ''baston yutmuş'' gibi oynadıklarını, kurgunun kötü, tarihinde yanlış anlatıldığından bahsettim. Ne ufak bir sinir ne ufak bir nefret ne ufak bir bağırış vardı sesimde. Gayet düzgün neden izlemediğimi anlattım o insana.
''Satanist,Fetöcü,dinsiz,Tarihine sahip çıkamayan, yaratık'' vs. ithamlarda bulundu cevaben.
Sevgili okur,
Derdim ya da sıkıntım bana laf söylenmesi değil.
Fark ettim ki her insanla konuşulamıyor, her insan konuşamıyor, konuşmak yerine saldırıyor. Her insan, insan gibi anlaşamıyor.
Diziyi övmek ya da fikrimi değiştirmek için minik bir çaba bile gayretmeden İslamın 6. şartı'ymışcasına savundu diziyi.
Az önce söylediğim laflarımı çarpıtarak bana ..ımmmm.. GEREKSİZ ithamlarda bulundu.
Bugün bir şey fark ettim.
Bağnazlığı fark ettim.
Bugün bir şey fark ettim.
Fanatikliği fark ettim.
Bugün bir şey fark ettim.
Kültürün önemini fark ettim.
Bugün bir şey fark ettim.
Bağıran insanların en az sesi çıkan insanlar olduğunu fark ettim.
Bugün bir şey fark ettim.
Farklı fikirleri olan insanların en aşağılık olarak nitelendirebilmenin aşırı kolay olduğunu fark ettim.
Bugün bir şey fark ettim ben.
Üzüldüğüm fark ettim, hakaret yüzünden ya da hak etmediğim laflar duymuş olmaktan değil.
İnsanların bir diziye böyle körü körüne bağlanmasına üzüldüm, kalp kırmayı önemsemediklerini gördüğüme üzüldüm. Milliyetçilik ya da dindarlığın KURGU bir diziyi severek kazanılabileceğini düşünen insanlarını gördüğüm için üzüldüm.
Bugün çok dinlediğim bir şarkının sözü takıldı aklıma.
Kanın devleti yok, hepsi kafalarda.

Sanırım 2018 Ocak sonu ya da Şubat başı yazılmış bir yazımdır.
Yorumlar
Yorum Gönder