Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Buraya Yazdığım İlk Yazı

İlk gönderinin hatırına, ilk gönderi adına ''İlk'ler'' hakkında... Sahiden güzeldir ilkler. Yaşadığınız an değil sadece, hatırladıkça da güzeldir ilkler. İlla bir ''ilk öpücük'' edebiyatı olması gerekmiyor bunun hakkında yazarken. İlk dinlediğin şarkı da gerekmiyor hatta kendinle alakalı da olması gerekmiyor. Mesela bir Orhan Veli şiiri, bir zamanlar ilk kez yazılıyordu. Mesela bir Orhan Veli ilk defa, dinmiş lodosların uğultusu içinde, gözleri kapalı bi' şekilde dinledi Şehr-i İstanbul'u. İlk oynadığın oyunun hevesi, ilk defa zillere basıp kaçıyor olmanın stresi, annenin ölüm haberinin ilk defa sana iletilişi,ilk defa korkman tren seslerinden; raylar titrerken, ilkokulun ilk günü, ilk defa fark edişin şarkıların sözlerinin, sözden öte oluşunu. İlk aldığın hediye, ilk verdiğin hediye, kendi başına bağcıkların bağlayışın ilk defa, tek seferde bildiğin ilk bilmece, babandan yediğin ilk tokat...Güzel şeyler bunlar. Belki yaşarken değil ...

Melankolik

                                      İnsan öleceğini bile bile nasıl yaşar ? Ya çıldırır ya da öleceğini unutur..                                                             - Nazım Hikmet    ''Hüzün'' demek Melankoli. Melankoli Nazım Hikmet'in değindiği durumun tam arası. İçten içe çıldırmadan ve öleceğimizi unutmadan yaşamaya çalışınca melankolik oluruz.   Hep mi aklımızda sanki ama bu durum ? Hoş bu coğrafyada '' Ölüm Ansızın Çalar Kapını '' öğretisiyle büyüdük. Buna rağmen boğazın tıkanana kadar, üzerine bir araba son sürat gelene kadar, bir silahın patlama sesini duyana kadar hatırlamayız. Hastane köşelerinde ağlayana kadar, hastane köşelerinde ağlayan adamların melankolisini asla anlayamayız muhtemelen. Yanında ağl...

Saat 02.35

Saat 02.35'e kadar uyuyamıyorum. Bazen bi' şeyler okuduğumdan dolayı oluyor bu. Bi' kitaba fazlaca sarmanın getirdiği bir durum olsa gerek. Bazen sadece uykum gelmiyor. Kedimin geceleri kendinden geçerek, sağa sola zıplayarak  her yeri dağıtmasından ve çıkarttığı gürültüden dolayı da olabiliyor.   Her halükarda saat 02.35'e kadar uyuyamıyorum. Unutamıyorum. Hatırlıyorum. Düşünüyorum. Oynuyorum. Yazıyorum. Okuyorum.  Saat 02.35'e kadar. Dinliyorum.  Duyuyorum. Kedimin yaramazlıkları, saat tıkırtıları, esiyorsa rüzgarı. Bazen korna. Kavga eden komşu çift. Çapraz dairedeki köpek.  Saat 02.35. Gözüm saatte. Kafam yastıkta. Aklım başka yerlerde. Saat 02.35. Sen neredesin ?

Tüyden Hafif Olurum Böyle Sabahlar

Umursamazlık başlar böyle havalarda bende. Ne iyi hissederim ne de kötü kendimi. Düşüncelerim olur sessiz sedasız. Sevdiğim yemekleri yemez olurum, karmakarışık bir şeyler olur içimde, uykusuz kalırım. Tüyden hafif olurum böyle sabahlar. Güneş misafirliğe gelir 9.kattaki evimin penceresinden içeri, kuşlar olur dışarıda bir yerlerde, cıvıldarlar bildikleri en güzel şarkıları.. Otomobiller, uçaklar, kediler, köpekler, ağaçlar, bitkiler, ekosistem, galaksiler, yıldız takımları, canlı yayın yapan İnstagram ünlüleri, futbola gönül verenler, muhasabe alanında kariyer yapanlar, sınavdan düşük alanlar, kilosu yüzünden hayata karamsar bakanlar, bakanlar, körler, sağırlar, şehir dışında oturanlar, ülkeden kaçamayanlar, teröre destek verenler, en hakiki milliyetçiler, LC Waikikide çalışan kasiyerler, sizler, benler, bizler, insan evladı, Adem ile Havva'nın soyu ve her şey. Tüyden hafif olur böyle sabahlar. Tatlı bir sonbahar sabahının kemiklerine kadar üşüttüren havasında vücudun...

Gecenin Yarısında Köpeklerle Muhabbet Ediyorum

Sıkıntılar, bunaltılar, arkadaşsızlık, işsizlik, somurtkanlık, can sıkıntısı, hatıralar ve moral bozukluğu içinde dışarı attım kendimi.     Arkadaşlarımla vedalaştım, evli evine, köylü köyüne döndü. Bir ben kaldım sokakta tek başıma. ''Ne yapmalı'' diye düşünürken dedim ki ''Yürü''. Başladım yürümeye. Yolda yaşıt bir insan görürsem bir-iki kelam eder, belki arkadaşlık kurar, belki sıkı dostluk dahi kurarım diye düşünerek başladım yürümeye. Dakikalar geçti, dünya biraz daha döndü. Ay evrendeki yerinden biraz daha oynadı. Çoğu saat geç oldu. Bazı çiftler sevişti, bazıları ağladı, bi' kaçı kavga etti. Ben yürümeye devam ettim. Yeni bir film izlendi, bulaşıkları yıkayanlar oldu, duş alanlar oldu, müzik yapanlar ve onu dinleyenler oldu. Ben yürümeye devam ettim. Birisi rüya görüyordu, bambaşka birisi kabuslardan uyanıyordu. Kafası güzel olan da vardı, ''Dude!I'm so high'' da. Geceleri uyuyamayan da vardı, sabahlar olmasın diye...