Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeşil ile Mavi.

-- 22.01.2018'den not düşüyorum sizlere. Kendi kendime ''Daha sonra devam ederim yea'' diyerek yarım bıraktığım bu yazıyı daha fazla devam ettiremiyorum. Kendimi ayıplıyor, okurlardan özür diliyorum. Sonraki gezilere artık... -- Yeşil ve Mavi yan yana ancak bu kadar güzel olabilirdi. Öncelikle bol bol Karadeniz türküsü dinlediğim ve oksijenin oksijen olduğunu fark ettiğim bu güzel gezi için, nereler gezilir gibi bir ön hazırlık yapmadan gittiğimi bir belirteyim.  Ordu'ya giderken bildiğim yegane şeyler; pide salonları ve uy-haçan-da vs. nidaların diğer şehirlere oranla, daha az kullanılan bir Karadeniz şehri olduğuydu. Otobüsüm Samsun'u geçip Ordu merkez'e doğru ilerlerken gördüğüm manzaralarla beraber ''Yeşil ve Mavi yan yana ancak bu kadar güzel olabilirdi'' diye düşünmekten alı koyamadım kendimi. Çok gariptir ki her ilçe kendinden bağımsız bir şehirmiş gibi duruyor. Arkadaş ziyareti olduğu için çoğunlukla aynı yerlerde ...

Dersteyim

 Tam olarak bir derste, tam olarak bir sıkıntıdayım. Bilgisayarın başında derin off puff'lamalardayım. Fontlar montlar, kışın giyilen montlar. Salçalı tostlar ve iki günlük güzel kızlar Aklımda hep eski dostlar. En sevdiğ i filmi izlerken uyuya kalmış tı. Suratını ekranın önünden çekmiş, aya doğru dönmüştü. Dışarıdaki yıldızları görmek imkansız değildi belki... Minik bir şarkı mırıldanarak uyandı bir çöp kutusunun yanında. Kendine geldiği zaman sarhoştu ve parmak uçlarında ince bir acı vardı. Kimseye soramadan, kendi kendine, bir sokak arasında ölmeyi bekledi oturduğu yerde. Sebepsizce oturdu ve ağ ladı. Dalgalar yüzüne yüzüne vururken anladı babasını. Aslında tüm ölüler hayattaydı. Aslında tüm yaşayanlar ölüydü. Hiç satılamamış bebek çorapları vardı  sokaktaki tezgahlarda, a sla giyinilememiş. Yıldırımların çakışını izledi evinin üzerine. Alevlerden de korkuyordu. Neredeyse, herkes anlayacaktı rüyalarında ölmeyi sevdiğini.